
Beyaz Sarayda sessiz çığlık ve bir kumpasçı
IŞİD terörü nedeniyle Washington tedirgin.
Kamu binalarında güvenlik önlemleri artırıldı.
Özellikle Beyaz Saray ve çevresinde polis kuş uçurtmuyor.
Binanın önündeki trafiğe kapalı olan Pensilvanya caddesinde artık gösteriler de yasak.
Gösterilere sadece Beyaz Sarayın karşısında bulunan Lafayette Parkta izin veriliyor.
Washington-Pensilvanya hattında Erdoğan-Gülen ikilisinin protesto edildiği çok sayıda gösteri izledim.
AKP-Cemaat ortaklığı döneminde Washingtonda yaşayan Atatürkçü, laik Türkler, Beyaz Saray önünde bir çok protesto gösterisi yaptı, Pensilvanyada gurur verici eylemlere imza attı.
Protesto gösterileri her zaman büyük ilgi topladı.
AKP ve cemaat ortaklığı döneminde ABDde yapılan her protesto gösterisinde peşinen suçlu ilan edilip Silivri tutsakevine konan yüzlerce masum insan için atan kalp seslerini dinledim.
Düzmece deliller ve görünmeyen sahte tanıkların ifadesiyle verilen kararların lanetlendiğine şahit oldum.
CHP ABD Temsilciliği, Beyaz Saray önünde Pazar günü basın özgürlüğü protestosu düzenledi.
Can Dündar, Erdem Gül ve Türkiyede tutuklu tüm gazetecilere destek olmak, demokratik bir Türkiye talebimizi yinelemek için pazar günü Beyaz Saray önünde buluşuyoruz diye bir çağrıda bulundu.
Uzun süredir ilk kez ilginç bir gösteriye şahit oldum.
Diğerlerinden farklı bir katılımcı kitlesi vardı.
Bir dönem yandaş basınla birlikte iftira atanlar oradaydı.
Demokrasi, adalet ve özgürlük mücadelesi dendiğinde hepsi biziz deyip gülen isimler vardı.
Bir dönem AKPnin muteber adamı olan şimdi ise terör listesine koyup aradığı cemaatçi eski polis Emre Uslu oradaydı.
Elinde bir kamera (hangi kumpasta kullanacaksa) görüntü kaydediyor, göstericiler arasında kaynamaya çalışıyordu.
Kendisini tanıyan Atatürkçü bir göstericinin hakaret dolu sert tepkisini pişkinlikle karşıladı.
Hakaretleri uslu uslu sineye çekti.
İftira atıp kumpas kurdukları masum insanları düşündüm, çığlıklarını işittim.
Kumpascı çocuğunun sırtına Amerikan bayrağı koyup resim çekerken, Silivride vefat eden insanların çocuklarını, ailelerini düşündüm.
Gözümün önüne Silivri Tutsakevinde ziyaret ettiğim yurtsever askerler ve meslektaşlarım geldi.
Yalan beyanlar, gizli tanıklar, asılsız ihbar mektuplarıyla komutanlarına suikast yapacağı iddiasını kendine yediremeyip intihar eden Yarbay Ali Tatarı düşündüm.
Adalet şehitleri Murat Albay, Kaşif Kozanoğlu aklıma geldi.
Ali Tatarın bıraktığı mektuptaki son cümleyi hatırladım.
Karanlıkları aydınlatmak için kendimi feda ediyorum. Hoşça kalın.
Onlar hiç bir zaman ülkeden kaçmaya tenezül etmedi.
Onun, bunun koltuğunun altına gizlenmeye çalışmadı.
Bir de Kumpascıya baktım.
Saklanacak delik arıyordu.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.