Siyasetin ciddi bir iş olduğunu bilen bir siyasetçi var mıdır?

Siyaset ciddi bir iştir, ciddi bir meslektir. Ve ciddiyetinin gerektirdiği gibi yapılmalıdır

Bu sözler eski CHP Genel Sekreterlerinden Kamil Kırıkoğluna ait. Ölümünden bir kaç gün önce, 1979 yılının Kasım ayında,

Kamil Kırıkoğlunun yıllarca dostluk ettiği, yoldaşı, usta gazeteci Sencer Güneşsoya  ifade ettiği tarihi bir saptama.

Bugünkü kuşak 1954 yılında CHP Milletvekili olan siyaset adamı, doktor Kamil Kırıkoğlunu ne kadar tanır bilemem, ancak özetle anımsatmak isterim.

Bülent Ecevitin 21 Mart 1971de  istifasının ardından Genel Sekreter olan  Şeref Bakşıktan sonra bu göreve Kamil Kırıkoğlu seçildi. İsmet İnönüye bayrak açarak, Ecevitin Genel Başkan seçilmesinde önemli rol oynadı. Ve 1972 kurultayında Genel Başkan İsmet İnönüye şöyle seslenmesiyle yıllarca gündeme oturdu:

Paşam, siz padişahlığa karşı çıkmış biri olarak, padişah olamazsınız

Ne yazık ki;  Ecevit kendisini Genel Başkanlığa taşıyan ekibin en önemli ismi olan,  Kırıkoğlunu bir süre sonra Genel Sekreterlikten uzaklaştıracaktır.

Çünkü, Kırıkoğlu, nasıl İnönünün karşısında dik durmuşsa, aynı tavrı Ecevite karşı da korumuştur.  Bu ilkeli duruşunu da aramızdan ayrıldığı ana kadar sürdürmüştür Kırıkoğlu.

Milletvekili olarak 7 Kasım 1979a kadar çevresine, doğruluğun, solun, emekten yana olmanın ne demek olduğunu, siyasetin, halk ve hak için yapılması gerektiğini anlatacaktır.

Gelelim günümüz CHPsine…

Doğrudur yanlıştır, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu genç,  politikada deneyimsiz, ancak partiye yarar sağlayabileceğini düşündüğü insanlara siyaset sahnesinde yer vermiş, bunları, Milletvekili, hatta partiye yönetici yapmıştır.

Ne var ki, bunların bir bölümü, politikayı hemen öğrendiklerini, çabuk olgunlaştıklarını zannederek, erken olgunlaşan meyve çabuk çürür gerçeğini de görmeden, haklı veya haksız başkaldırma yolunu seçmişlerdir. Bunlar, kendilerini dev aynasında görerek,  siyasetin bilginin yanı sıra, tecrübe ve beceri de isteyen bir meslek olduğunu akıllarına getirmeden hareket etmişlerdir.

Hem de Türkiyenin en kritik günleri yaşadığı bir dönemde. Resmi rakamlara göre yüzde 49,  gerçeği ise yüzde 50nin çok üzerinde olduğu belirtilen HAYIRlı bir referandumun ardından böyle bir hareketin yapılması da tecrübe ve becerinin ne denli önemli olduğunu göstermektedir.

Zamanlamayı doğru hesaplayamayan kişiler bir pay çıkar umuduyla mı, yoksa acemilikten mi bilinmez davul çalmaya başladılar. Galiba unuttular.

Davul dediğin tahta bir çember ve deriden ibarettir. Sesi çoktur ama içi boştur. Uzaktan sesi kulağa hoş gelmesine rağmen yakınlaştıkça insanı rahatsız da eder.

Saygı ile anarak Kırıkoğlunun sözlerini bir kez daha tekrarlamakta yarar var:

Siyaset ciddi bir iştir, ciddi bir meslektir. Ve ciddiyetinin gerektirdiği gibi yapılmalıdır

Bugün, siyasetin ciddi bir iş olduğunu bilen ve gereğini ciddi yapan siyasetçi var mı?