Roland Sallai'den Galatasaray itirafı: 'Mümkün olan en iyi yere geldim'

Galatasaray'ın Macar futbolcusu Roland Sallai, 20 ve 23 Mart tarihlerinde Türkiye'nin Macaristan'da oynayacağı UEFA Uluslar Ligi play-off müsabakaları öncesinde ülke basınından Nemzeti Sport'a açıklamalarda bulundu. İşte Sallai'nin açıklamaları:

Türkiye ile Macaristan arasındaki ilk maç Ali Sami Yen'de oynanacak. Atmosferden korkmalı mıyız?

"İnanılmaz bir atmosfer bizi bekliyor. Evdeki maçlarımızdan yola çıkarak, atmosferin muazzam olacağını söylemekten başka bir şey diyemem. Kulübe geldiğimde, birçok kişi bana Galatasaray taraftarlarının fanatizmine, evdeki maçlardaki atmosfere hazırlanmamı söylemişti. Kariyerim boyunca birçok büyük stadyumda oynadım, biraz daha gürültülü olacağını düşünüyordum... Ama ilk maçımda çenem düştü, çünkü daha önce böyle bir atmosfer yaşamamıştım."

Mevcut Türk milli takımıyla A Ligi'nde kalmak bir başarı olur mu?

"İki yıldır en iyiler arasındayız, bu bence kendi başına büyük bir başarı. Üçüncü yılı da A Ligi'nde başlatmak istiyoruz, ancak bunun kolay olmayacağı açık. Güçlü bir Türk takımıyla karşılaşıyoruz, güç dengesi açısından her iki takıma da yüzde elli şans veriyorum. Bizim için kalmak, Türkler için ise yükselmek söz konusu."

Türkiye-Macaristan maçında seni ıslıklarlar mı?

"Hmm, güzel soru. Göreceğiz. Ama eğer yuhalarlarsa, bu bir sorun değil, futbolda son derece normal, futbolun bir parçası."

Şu sıralar düşünmek için pek vaktin yok çünkü Galatasaray'da maçlar üst üste geliyor, ama yine de zaman zaman Türkiye ile olan mücadele aklına geliyor mu?

"Her iki maçı da büyük bir heyecanla bekliyorum. Şu anda bu iki maçla yatıp kalktığımı söyleyemem, ama giderek daha sık aklıma geliyor, elbette. Son zamanlarda zaman çok hızlı geçiyor, üç-dört günde bir maçımız var, dinlenmeye, rahatlamaya vakit yok. Doğrusu, ben de yoğun programı daha çok seviyorum."

Pazartesi günü Fenerbahçe ile oynanan ve golsüz berabere biten derbinin son dakikalarında sakatlanarak oyundan çıktın. Bu hafta sonu sahaya çıkabilecek misin?

"Sağlık ekibi çarşamba günü bacağımı detaylı şekilde inceledi ve hafta içi kupa maçını riske atmamak için kaçırmam konusunda anlaştık. Bacağım biraz ağrıyordu, ancak her şey yolunda giderse pazar günü Kasımpaşa’ya karşı oynanacak lig maçında sahada olacağım."

Adaptasyon süreci tamamlandı. Takım arkadaşların seni kolayca kabul etti mi?

"Mümkün olan en iyi yere geldim. Diğerleri beni hemen kabul etti, adaptasyonun ardından soyunma odasında kendimi evimde gibi hissediyorum. Takım arkadaşlarını tanıtmaya gerek yok, çünkü kadroda birçok büyük isim var, sadece Álvaro Morata, Mauro Icardi, Dries Mertens veya Victor Osimhen'i düşünün. Galatasaray’da oynamanın bir gereği de sürekli baskı altında futbol oynamaya alışmak. Kulüpte kendimi iyi hissediyorum ve buraya geldiğimden beri farklı pozisyonlarda oynamam gerektiği beni rahatsız etmiyor, her zaman görevimin başındaydım ve takıma yardımcı oldum. Neyse ki son zamanlarda daha çok forvet olarak oynuyorum ve goller de geliyor."

İstanbul'u sevmeye başladınız mı?

"Devasa bir şehir. Önceki kulübümün bulunduğu Freiburg’a kıyasla, eşimle birlikte hayatımızda bu kadar büyük bir şehre alışmak büyük bir değişiklik oldu. Ancak kendimizi bulmaya başladık, İstanbul’u tamamen keşfetmenin imkansız olduğunu düşünüyorum."