Özel'den sert diploma çıkışı: "Bu soruşturma bir itiraf!"

Özel, Erdoğan'ın diplomasının da daha önce tartışmaya açıldığını hatırlatarak "Diploma soruşturması bir acziyet itirafıdır ve kara mizah öyküsüdür. Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi diplomasına tanık okul arkadaşları bile bulunamıyor" dedi.
Son dönemde kayyım politikaları, siyasiler ve iş insanlarına yönelik soruşturmalar ile Kürt meselesine dair gelişmeler Türkiye siyasetinde hareketliliği artırırken, siyasi liderler arasındaki görüşme trafiği de yoğunlaştı. Bu kapsamda, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i CHP Genel Merkezi’nde ziyaret etti.
Görüşmeye, İYİ Parti Genel Sekreteri ve Antalya Milletvekili Uğur Poyraz, TBMM Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ile İstanbul Milletvekili Cihan Paçacı da katıldı. Saat 13.00’te başlayan görüşme, yaklaşık bir buçuk saat sürdü ve 14.30'da sona erdi. Basına kapalı gerçekleştirilen toplantının ardından iki lider, ortak bir basın açıklaması yaptı.
'ERKEN SEÇİM TARAFTARI DEĞİLİM'
İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, görüşmenin çok verimli olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Erken seçime bakışımızı daha önce de dile getirmiştim. Erken seçim tartışması yaşanmasından yana değilim. Siyasette Erdoğan'ın yeniden seçilmesine yol açacak seçeneklerin tartışılmaması gerektiğini düşünüyorum. 2027'de yapılacak seçim erken seçim değildir. İYİ Parti olarak buna onay vermeyeceğimizi ifade etmek istiyorum. Erdoğan'ın adaylığının önü açılmamalıdır."
'TENCERE YUVARLANMIŞ KAPAĞINI BULMUŞ'
Dervişoğlu, AKP'ye geçip MKYK sıralamasında yer alan eski İYİ Partililerle ilgili de "Bazı ayrılıkların bizim açımızdan bakıldığında özgürleşme olarak değerlendirildi. Demokrasilerde vatandaşların verdiği oy namustur. Bana göre tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuştur," ifadelerini kullandı.
'ERDOĞAN'IN DİPLOMASINA ŞAHİT YOK'
Özel, Dervişoğlu'na ziyareti için teşekkür ederek basın mensuplarının sorularını yanıtlaydı. Özel, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na açılan diploma soruşturması ve bu kapsamda ifadeye çağrılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şu cevabı verdi:
"Diploma soruşturması bir acziyet itirafıdır ve kara mizah öyküsüdür. Recep Tayyip Erdoğan kendi diplomasına tanık okul arkadaşları bulamazken, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını tartışmalı hale getirmek için kendisinden bir yıl önce, o yıl ve bir yıl sonra yatay geçişlerini yapmış, daha sonra diplomalarını almış, o günden bugüne mesleklerini icra eden onlarca kişinin diplomalarını tartışmalı hale getirmeye çalışacak kadar bir acziyet içindeler. Sayın İmamoğlu’nun bu mevzuda zaten herhangi bir hukuki sıkıntısı yok. Mesele Sayın İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığından duyulan endişenin ve etrafına ‘Bir şeyler yapın ve engel olun’ emirinin AK Parti kadrolarınca, ki bu kadroların bir kısmının da aktif olarak Adalet Bakanlığı’ndan bordrolu olduklarını da hatırlatmak lazım… Büyük bir telaşla saldırırken beş ayrı siyasi yasağın üstüne altıncı olarak da ortaya konmuş, acemice atılmış bir adımdır.
'BU İŞ ERDOĞAN'IN DİPLOMASINI KONUŞTURUR'
Ekrem İmamoğlu’nun yapılan işlemi üstünden 31 yıl geçmiştir. Bir kişiye özel bir işlem değil, o dönemdeki tüm öğrencilere yapılan işlemdir. Son derece hukukidir. Bu konudaki aklı başlangıcında tüm hukukçuların yaklaşımlarını da sizler de takip ediyorsunuz. Bu iş döner dolaşır Recep Tayyip Erdoğan’ı bir daha vurur. Ekrem İmamoğlu çıkar sınıf arkadaşları ile toplantılar yapar, yemekler yer, hocaları ile okulda tuttuğu notları ile kendi diplomasını nasıl alnının teriyle kazandığını ispat eder. Recep Tayyip Erdoğan gene kendisinin diplomasına şahitlik yapacak bir kişiyi bulur. O da Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı yaptığı akademisyenden başka biri değildir. O yüzden bu iş döner Sayın Erdoğan’ın diplomasını konuşturur. Bizim açımızdan burada bir durum yok. Ama yargı tacizinin ne noktalara geldiğinin ve Ekrem İmamoğlu’nun adaylığının AK Parti’de nasıl bir kurumsal rahatsızlık, Tayyip Erdoğan’da da nasıl bir kişisel panik yarattığının ispatıdır. Bu sürece ilişkin ifade edeceğim husus bundan ibarettir."
'ARAMIZDA TAM BİR FİKİR BİRLİĞİ VAR'
Özel, "Görüşmenizde erken seçim gündeme geldi mi? Erken seçime nasıl bakıyorsunuz?" sorusunu da şu şekilde cevapladı:
"Erken seçim meselesinde, aslına bakarsak temel bakış açıları açısından Sayın Dervişoğlu ile veya İYİ Parti’nin kurumsal tutumu ile CHP’ninkinin arasında nüans var. Bu nüansları farklı şekilde yorumlayıp, iki partiye de haksızlık yapmamak lazım. Bir tanesi şu. Örneğin Cumhuriyet Halk Partisi'nin erken seçim istemesini, Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olmasına olanak tanımak olarak görmemek lazım. Zira bir an önce Sayın Genel Başkan’ın da dediği gibi Sayın Elitaş‘ın tarif ettiği, erken seçim bile demeye dili varmayıp ‘Öne alınmış bir seçim 2007’de olur. Cesaretiniz var ise buraya gelin’ deyip, 2.5 senelik bir cesaret gösterdiği noktaya kargalar bile güler. Biz öyle bir Tayyip Erdoğan’ı adaylaştırmak için yapılacak bir seçimin öne alınmasında var olmadığımızı daha öncesinden onlarca kere ifade ettik.
Diğer yandan Cumhuriyet Halk Partisi’nin artık bu vatandaşın dayanacak gücünün kalmadığı, emeklinin, asgari ücretlinin, çiftçinin, esnafın ki bunların içinde bulundukları hazin durumla ilgili yukarıda da bir görüş birliği içinde büyük sıkıntının birlikte altını çizdik. Bizim bu durumda erken seçim talebimizi, derhal seçim talebimizi ve erken seçimin adayının erken açıklanmasına ilişkin irademizi ortaya koyduğumuz noktada da bu sefer aradaki nüansın sanki İYİ Parti’nin bu kadar sıkıntılar varken erken seçim istemiyormuş, bu iktidar değişsin istemiyormuş gibi yorumlanması da büyük haksızlık olur. Aramızda meselenin anayasal durumuna ve vatandaşın durumuna yönelik olarak tam bir fikir birliği var. Ancak siyasi adımların önceliği, sonralığı, sıklığı, seyrekliği noktasında her parti kendi siyasetini milletimize kendi ifadeleriyle en doğru ve en haklı biçimde ifade etmektedir. Bunu da böyle yanıtlamış olalım."
'LİSTEDE YER ALMAK TRANSFER BEDELİNE DÖNDÜ'
"AK Parti Kongresinde muhalefetten ayrılan isimlere rozet takılmasını nasıl değerlendirirsiniz?" sorusunu yanıtlayan Genel Başkan Özel, şunları kaydetti:
"Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Başkanı, özeleştiri yapacaklarını, yenileneceklerini, değişeceklerini ifade ediyordu. Tabii ‘değişim’, siyasette olmazsa olmaz bir kavram ve Cumhuriyet Halk Partisi, 2023 genel seçimlerindeki sonuçlardan sonra özeleştirinin nasıl yapılacağı, değişimin nasıl yapılacağı, bir partiye değişimin nasıl geleceği mevzularında aslına bakarsak iyi bir örnekti AK Parti’nin önünde. Ama dün AK Parti Kongresi’nde yeni neyi gördük? Yeni hangi programı, hangi söylemi gördük? Eskiden olduğu gibi korkuyu örgütlediklerini gördük, tehditleri gördük, sivil toplum örgütlerine üstü kapalı şantajları gördük de yeni ne gördük? ‘Belki kadrolarda bir şey görürüz’ diye insanlar baktılar ve başkasının eskisinden yeni olmaz dostlar: Adalet ve Kalkınma Partisi’nin dünkü listelerine baktığımızda 23 senedir ülkeyi yöneten bir partinin, bir başka siyasi partiden daha bir gün önce akşam üstü saatlerinde istifa ettirilmiş birini listelerine koyuyorsa, bunun adı ‘yenilenme’ değil ‘transfer bedeli’dir. Bir partinin listelerindeki transfer bedeli, o partinin en üst karar organında görev almak oluyorsa o parti zaten bitmiştir, tükenmiştir.
Bizim geçen hafta yaptığımız bir ziyarette, kıymetli siyasi partinin heyetinde bizi karşılayan, o sırada ve kamuoyuna açık beyanlarında rejime ‘tek adam rejimi’ diyen, Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünkü adaylığının bile anayasal olmadığını, geçen seferki adaylığının bile anayasal olmadığını söyleyen, bunun Türkiye’yi felakete götürdüğünü söyleyen biri partisinden istifa ettikten 14 saat sonra bir başka partinin yönetim listelerinde yer alıyorsa, gidene bir şey demeyeceğim de onu alıp o listeye yazana, ‘Senin bundan ne faydan olur, ne muradın olur? Bu yaptığınız özeleştiri midir? Bundan sonra o Anayasa Hukukçusu hanımefendinin ifadeleri senin partin tarafınca da mı benimsenmiştir?’... O yüzden transfer bedeline döndüyse bir partinin listelerinde yer almak…
'TÜRKİYE ÖNÜNE BAKMALI'
Cumhuriyet Halk Partisi kendi değişiminden sonra yaş ortalaması 43 olan bir Parti Meclisi yaptı, yaş ortalaması 46 olan bir Merkez Yönetim Kurulu var. Yarısı kadın, yarısı erkek oldu. Bu bir değişimdir. Bu değişime özenmek peki fakat yaptığınız iş kendini bile yeniden etmenin gerisindedir. Kendi kadrolarının yer bulamadığı listelerde dün transfer ettiklerinin transfer bedelleri karşılıklarının olması, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ülkeye katacağı bir şey olmadığı gibi bundan sonra kendi siyasi hareketi içinde de buna umut bağlayan kimseye katacağı bir şey olmadığının itirafıdır. Adalet ve Kalkınma Partisi’ni dünde, dününde, geride bırakıp Türkiye’nin önüne bakmasının zamandır."
"Özel'den sert diploma çıkışı: "Bu soruşturma bir itiraf!"" haberi, 25 Şubat 2025 tarihinde yazılmıştır. 25 Şubat 2025 tarihinde de güncellenmiştir.

YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.