Antep

Sami GünalBenim çocukluğumda ve ilk gençliğimde, hatta ilk gençliğimden sonraki tap taze gençliğimde, hatta hatta daha sonraki yeni gençliğimde, hatta hatta… Yeter, kendi adımıza yaptığımız zevzekliği tadında bırakalım!...
Sami Günal
Benim çocukluğumda ve ilk gençliğimde, hatta ilk gençliğimden sonraki tap taze gençliğimde, hatta hatta daha sonraki yeni gençliğimde, hatta hatta… Yeter, kendi adımıza yaptığımız zevzekliği tadında bırakalım! Şehir böyle değildi. Şehir şimdiye göre çok küçük, çok otantik, çok klasikti. Lokantaları/kebapçıları parmağınızla sayabilirdiniz.
Antep, Antep olmaktan çıkmış; yer, gök; her sokak başı, ortası, sonu yeme içme olmuş. Durumu daha özlü ifade edebilmek için teşbihe başvuralım. Ev yok, işyeri yok tüm satıh yeme-içme/kebap mekânları olmuş. Bildiğiniz bir “yemekistan'' cumhuriyeti.
Antep, Türkiye'nin en ilginç ve insanı en yaratıcı, en çalışkan; devlet desteği olmaksızın gerek sanayide, gerek el sanatlarında, gerekse de bilumum esnaflıkta olsun en mucizeler yaratan insanlara sahip bir şehirdir. Hani dağ taş yeme-içme deyince yanlış da anlaşılmasın. Anlatımımız konu itibarıyla yeme içme üzerine olduğu için özellikle oraya dikkat çekelim dedik. Yoksa gelin de ekonomik mucizeleri görün.
Antepliler ezeli beri gündüzleri çalışır akşamları yemek için... Haftanın altı günü çalışır, pazar günleri sahrada yemek için… Antepliler uykularını gecenin üçünde bozar otantik yemekler yemek için... Antepliler bir tek insan ömrünü yemezler.
Yeme içme gösterisi yapmayı kendi adıma insani zül ve bilmem ne sayarım. Daha siftahım da yoktur. Belki istisnai bir dostla sırf birlikteliğimi paylaşmak için onu masa başında fotoğraflamışımdır. Maksadım yediğimi, içtiğimi değil Antep’te yemenin çeşitliliğini, güzelliğini ve de ekonomisini (ucuzluğunu) yansıtmaktır. Bilen bilir ben aynı zamanda şehir şehir gezebilen bir amatör gurmeyim(!) Gurmelik de bir iş ve sanattır. Dolayısıyla görgüsüzlükle bir ilintisi yoktur.
Bir Antepli, ciğer (cartlak) kebabından uzak kalırsa ölür. Abıhayat gibi bir şeydir ciğer kebabı onun için.
Bir ciğerciye oturuyorsunuz… Alt tarafı şu fotoğraftaki ciğer/cartlak kebabını yiyeceksiniz alelacele değil mi? Saltanata ne gerek! Adamlar, size özenle yöresel salataları/garnitürleri getiriyorlar. Evet, alt tarafı bir minnacık ciğer kebabı yahu! Tam altı çeşit salata, ezme, yeşillik, közlenmiş soğan, biber, yedinci sunum olarak da ayran ve özel işlenmiş salçalı-biberiyeli ekmek dizerler. Yeme de seyret!
E bu kaç para? 24 lira. Daha ucuz olan yeri de vardır. Ben yol yorgunluğu ve açlığıyla pek özensiz davranıp alelacele oturdum; açılışı cartlakla yaptım... Çok mu fakirsiniz? Naçar mısınız? İddia ediyorum bir gününüzü 10 lirayla geçirebilirsiniz Antep’te.
Antep’in diğer adı baklavistan-tatlıistan. Eh, gece tercihi peynirli künefe olmalı. Şu fotoğrafta gördüğünüz gibi yine alt tarafı peynirli bir künefe yiyip kalkacaksınız. Oturdunuz, önünüze künefe öncesi ağırlığı hafifletsin -mideyi cilası- diye sürahiyle minik bardaklı süt koyuyorlar. Elma, portakal ve üzüm olmak üzere 3 çeşit de meyve tabağı koyuyorlar. Vay vay ki ne vay! Yanında bir de 100 gramlık taş gibi kesme dondurma olmasın mı? E suyu da var. Kaç lira? Sıkı durun! 20 lira. İnsaf! Bu damak saltanatına bu fiyat! Esnafa da yazık yahu! Ha korkmayın uzuz diye kalitede ödün yok!
Gurmenin, “Adeta damak çatlatan tatta; damaklarım bayram etti.'' demesi lazım değil mi?
Burası Antep yahu! Gurmelerin sözlerine ne hacet? Antepliler gurmelerin ettiği sözlere “Haneğin uluğu Ağam!'' derler. (Sözün kötüsü-gereksizi-yeri olmayanı anlamında.)
Ben, buradayım, beklerim efendim! Otel sorunu yok. Evimiz var. Gerisi can sağlığı.
"Antep" haberi, 27 Ağustos 2017 tarihinde yazılmıştır. 27 Ağustos 2017 tarihinde de güncellenmiştir.

YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.