ABC Kitap - Yeni Çıkanlar / 9 Temmuz 2018

ABC Kitap editörleri, bu hafta da sizler için "Yeni çıkanlar / Editörün Seçtikleri / Haftanın Kitabı / ABC En Çok Satanlar Listesi" oluşturdular. Editörlerimizin seçkisinde edebiyattan, tarihe, inceleme-araştırma kitaplarından politik eserlere ve hatıra kitaplarına kadar pek çok türde okunmaya değer kitaplar ve yayınevlerinin okurlarla buluşturdukları yeni eserler yer alıyor.
ABC Kitap'a ulaşmak için iletişim:
[email protected]
_______________________________________________________________________________________
Nicolas Castell, Oscar Pantoja
BORGES
Sonsuz Labirent
Çeviren:Bengi Kıraçoğlu Paixao
Flaneur Yayınları
Flaneur'ün 22. kitabı, okuru Jorge Luis Borges'in çocukluğuna, gençliğine, hayal kırıklıklarına, kütüphanelerine, cennetine, rüyalarına, kaplanlarına açılan bir yolculuğa davet ediyor; hem de efsanevi Arjantinli anlatıcının kendi yazım tarzına yakın yerlerde dolaşan çizgilerle. Büyük yazarın sonsuz biyografisinin çarpıcı detayları, adım adım gelen "karanlık", Castell ve Pantoja'nın hürmetli çalışmalarının izlerinin her sayfada sürülebildiği bir labirent gibi kuruluyor. Kitap aynı zamanda gündelik hayatın sıradan "büyüsü" ile fantastik bir evrenin yazınsal "büyüsü" arasında görsel bir geçit de açıyor.
Charles Bukowski'nin öykülerini görselleştiren Bütün Atlar Kaybetmeye Koşar'dan (2013) sonra Flaneur Books da bu edebiyat hattını izlemeyi Borges ve Dostoyevski ile sürdürüyor. Bengi Kıraçoğlu Paixao'nun İspanyolca'dan Türkçeleştirdiği Borges – Sonsuz Labirent, yazarın sayısız öykü, deneme ve şiirinden pek çok ipucu içermesinin yanında, Borges'in hayatı boyunca durmadan referans verdiği kimi imgelere olan derin takıntısının da kaynaklarına inmeye çalışıyor.
156 s.
İstanbul 2018
Jack Kerouac
TRİSTESSA
Çeviren: Begüm Gür Erdost
Siren Yayınları
Yıl 1955, Meksika. Tavukların, horozların belanın kol gezdiği tekinsiz bir muhit. Barakadan hallice evler, tarifsiz eğlenceler ve yerlere serilerek noktalanan geceler. Yaşamın rutin perdesini delip de geçmek için başvurulan maddelerin etkisininde akıp giden serüvenler. Kerouac, Türkçede ilk defa yayımlanan ve en duygusal metinlerinden biri olan Tristessa'da aşkın peşinden gidiyor ama burada olan her şey, içinde zıddını barındırıyor ve mana arayışı maddeye, aşkın yolu ölüme, ölümün yolu yaratıya çıkıyor.
Kerouac, genç ve marazlı bir kadına, Tristessa'ya tutuluyor. Kelimeler aşkla, hazla, ilhamla çağlıyor, ama kimse kimseye dokunmuyor; sevgi, bastırıldıkça çoğalıyor. Kerouac, aşkın ışığında kendini arıyor ve zihni, yüreğinin atışıyla çavlan misali şahlanıyor. Bir tutkunun ilanı, bir aşk şarkısı: Yaşama ve ölüme, Meksika'nın efsunlu göklerine, küçük sevinçleri ve büyük dertleriyle şu koca gezegeni arşınlayan yolcuların her birine, bize.
98 s.
İstanbul 2018
Stephen King, Owen King
UYUYAN GÜZELLER
Çeviren:Esat Ören
Altın Kitaplar
“Şimdi burada dünyanın kaderine karar verilecek.”
Bir gün bütün kadınlar, uykuya daldığında vücutlarını saran bir tür kozanın içinde hapsolurlar ve bir daha uyanamazlar. Eğer uyandırılırlarsa veya bedenlerini saran o koza bir şekilde yırtılırsa diğerleri için ölümcül bir tehdit haline gelirler. Uyudukları sırada başka bir yere gider kadınlar; daha güvenli ve adil bir yerdir burası, erkek şiddeti ve nefret değil, uyum ve dayanışma vardır. Kendilerine yeni bir hayat kurmaya başlarlar. Yalnızca bir kadın bu uyku hastalığından etkilenmez. Her şeyin başlangıcı ve sonu olan gizemli bir kadın: Evie. O, incelenmesi gereken bir tıbbi anomali midir, yoksa öldürülmesi gereken bir iblis midir? Kadınların terk ettiği ve en ilkel dürtüleriyle baş başa kalan erkekler fikir ayrılığına düşerler. Eşlerinin ve kızlarının geri dönmesi için kimi Evie’yi öldürmek, kimi de onu kurtarmak ister. Gezegendeki bütün fkadınların –ve erkeklerin– kaderi, bu birkaç gün içinde Dooling adlı küçük bir kasabada belli olacaktır. Baba-oğul King’lerin kaleminden Yunan tragedyalarını andıran epik bir destan, bir modern zaman masalı.
“Eninde sonunda bütün kadınlar uyuyacak, bütün erkekler ölecek ve bu hırpalanmış dünya sonsuzluğa kadar sürecek bir rahatlamayla soluk alacak.”
752 s.
İstanbul 2018
Tiffany Watt Smith
DUYGULAR SÖZLÜĞÜ
Acımadan Zevklenmeye
Çeviren:Hale Şirin
Kolektif Kitap
Bugün dünyanın çok farklı coğrafyalarında, çok farklı kültürlerinde yaşanmakta olan sayısız duygunun içerisinden seçilmiş 154 duygudan oluşan Duygular Sözlüğü, Antik Yunan mahkemelerinde ağlayan jürilerden cesur, sakallı Rönesans kadınlarına, 18. yüzyıl doktorlarının kalbi titreten duygularından Darwin'in Londra Hayvanat Bahçesi'nde kendi üzerinde yaptığı deneylere, 1. Dünya Savaşı sonrası bunalıma giren askerlerden günümüzün sinirbilim ve beyin görüntüleme kültürüne duyguların nasıl algılandığı ve yaşandığı hakkında. Üzülen, somurtan, ürken, sevinen bedenlerimizin nasıl farklı şekillerde bu dünyada var olduğu; ahlaki ve siyasi hiyerarşileriyle, cinsiyet, cinsellik, ırk ve sınıf hakkındaki varsayımlarıyla, felsefi görüşleri ve bilimsel kuramlarıyla dünyanın bizim içimize nasıl yerleştiği hakkında.
“Duygularla dil arasındaki bağlantıyı görmek büyüleyici. Duyguların belirsizliğini kelimelerin kesinliğiyle giderme dürtüsü. Tiffany Watt Smith duygularımızı tanımlamak için birkaç sözcükten daha fazlasına ihtiyacımız olduğunu ileri sürüyor. Bu eğlenceli ve eğitici kitabın verdiği okuma zevkini anlatan bir sözcük de kitaba girebilir.”
- The Guardian
322 s.
İstanbul 2018
Ahmet Soysal
HEİDEGGER ‘DE ZAMAN ÜZERİNE
MonoKL Yayınları
Buradaki ilk denemem, Oluş ve Zaman'da zamanın özsel bir belirlenimini tanımlayan ekstatikon kavramına odaklanmakta. “Ekstatik-olan”, kendi dışında olan'ı belirtiyor. Heidegger, kitapta, sıklıkla, zamanın “ekstaz'ları” deyimini de kullanmakta. Bu kavrama odaklanan ilk denemede, zaman, bizzat Oluş ve Zaman'da bu kavrama tanınan ayrıcalıkla uyumlu olarak, henüz uzay kavramıyla birlikte ele alınmıyor. Oysa ikinci denemenin yaklaşımını sunduğu Katkılar kitabında, zaman artık uzay'la bir eş-kökensellikte açıklanıyor: Heidegger'in sıklıkla kullandığı Zeit-Raum (uzay-ve-zaman) deyimi bunu belirtmekte.
Kitapta bu iki denemeye, Volkan Çelebi ile kapsamlı bir söyleşi, Bergson ve Husserl'de zaman sorunsalı üzerine bir sunum, ayrıca Heidegger terimleri sözlüğü eklenmiştir.
-Ahmet Soysal
128 s.
İstanbul 2018
Hikmet Altınkaynak
EDEBİYATIMIZDAN PORTRELER
İş Bankası Kültür Yayınları
Edebiyatımızdan Portreler, edebiyatımızın önde gelen, gündemde olan ustalarıyla uzun bir geçmişte, ama şimdiki zaman diliminde de güncellenerek yapılan söyleşilerden oluşuyor. Yazarlarımızla edebiyat anlayışlarının, yapıtlarının ele alındığı bu söyleşilerle, bir anlamda edebiyat tarihimizin çeşitli halkaları bir araya getiriliyor.
Şairler/yazarlar; öykücüler/romancılar; denemeciler/eleştirmenler başlıklarıyla hazırlanan ve üç bölümden oluşan Edebiyatımızdan Portreler kuşku yok ki bu ustaların yapıtlarının ve sanatçı kişiliklerinin değerlendirilmesine ışık tutacak.
272 s.
İstanbul 2018
Mary Shelley
MAURİCE, YA DA BALIKÇININ KULÜBESİ
Çeviren:Füsun Tayanç
Kırmızı Kedi Yayınları
1997 yılının kasım ayında İtalya'da gün yüzüne çıkan bu metin, Mary Shelley'nin ömrü hayatında yazdığı ilk ve tek çocuk masalıdır. Shelley, Frankenstein'dan iki yıl sonra kaleme aldığı bu öyküyü basması için babasına verir ancak William Godwin isteğini geri çevirir. Kimilerine göre bu reddin sebebi, öykünün fazla “biyografik” bulunmasıdır. Maurice, Shelley'nin aile hayatındaki trajedilere tutulmuş bir mercek gibidir adeta.
60 s.
İstanbul 2018
AŞK APTALLIĞI
Çeviren:Özden Özberber
Jaguar Kitap
“Genazino'nun eserlerinde çağdaş Alman edebiyatındaki hüznün,
melankolinin ve can sıkıntısının en derin hallerinden biri görülür.”
–Svenja Frank-
Kıyamet hakkında seminerler vererek hayatını zar zor kazanan elli iki yaşında bir adam ve onun birbirlerinden habersiz iki sevgilisi: Sandra ve Judith. Mükemmel bir Genazino romanı için gereken her şey işte bu kadar...
Yıllar önce başarısız bir evlilik yapan kahramanımız bu iki kadından hangisi ile yaşamak istediğini daha sık düşünmeye başlar ve işler iyice sarpa sarmadan bir karar vermek zorundadır. Sandra ve Judith ikilemini neredeyse bir yazı tura atışıyla çözecek kadar çıkmaza giren isimsiz kahramanımız aynı zamanda yaşam, toplum, aşk, geçmiş gibi konular hakkında ilginç gözlemler yapar, tuhaf işlere kalkışır. Böylece Aşk Aptallığı, kafası karışık bir adamın portresinden ziyade, daha derin bir meseleyi sezdiği halde bunu bir türlü çözemeyen zeki ve hüzünlü bir adamın hikâyesine dönüşür.
Özden Özberber'in Almanca aslından çevirdiği Aşk Aptallığı ile Genazino, yine bildiğiniz gibi..
178 s.
İstanbul 2018
Arkadi Averçenko
BİR SAFDİLİN HATIRA DEFTERİ
Çeviren:Mustafa Kemal Yılmaz
İş Bankası Kültür Yayınları
Arkadi Averçenko, 1920'de Bolşeviklerin Kırım'ı istila etmesi nedeniyle İstanbul'un yolunu tutan Rus göçmenlerden biriydi. Bir Safdilin Hatıra Defteri'nde İstanbul'da ve bir sonraki durağı Prag'da geçirdiği günleri anlatır. Aralarında hayatlarında ilk kez geçimlerini sağlamak için çalışmak zorunda kalan soylu ve zengin Rusların da bulunduğu göçmenlerin karşılaştıkları zorluklara odaklanırken İstanbul'u fon olarak kullanır. Hayatın yalnızca göçmenler için değil, yerliler için de çok zor olduğu işgal altındaki İstanbul'un genel atmosferine hiç değinmediği gibi, şehrin güzelliğine ya da barındırdığı tarihi hazinelere de iltifat etmez. Daha çok yabancı nüfusun yoğun olduğu Galata ve Pera civarında yaşayan Rusların ayakta kalma mücadelelerini son derece mizahi bir dille aktarır.
152 s.
İstanbul 2018
Halide Edip Adıvar
KENAN ÇOBANLARI-MASKE VE RUH
Can Yayınları
“Bugün âdemoğlu ruhundan kurtulmanın çaresini bulmuştur... Bugün âdemoğlu hayatı sade ve sade bir yığın ete bağlamanın yolunu bulmuştur. Kulakları olan beni dinlesin... Maskeler elem çekmez, gözyaşı dökmez, sevmez, nefret etmez! Maskeler ruhlara musallat olan gönül azabını bilmez. Maskeler mezardan sonraki meçhul âlemin hülyasıyla, fena rüyasıyla melül değildir. Maskeler fani, ruhlar ebedîdir. Maskelerin bir mabudu vardır. Kudret ve para! Bu mabut onları beşikten mezara kadar ellerinden tutup götürür ve akıbetleri ebedî bir hiçtir.”
Ruhun ve bedenin şekillenmesinde savaşların yıkıcı etkisini bizzat yaşamış olan Halide Edib, insanların hem maddi hem manevi iki yönlü oluşlarını savaş ortamında yakından tecrübe etmiştir. Olgunluk yıllarında tercih ettiği gönüllü sürgün döneminde, Amerika ve Hindistan seyahatleriyle doğu ile batıyı da yerinde görmüş ve karşılaştırma yapmıştır. Etkilendiği yazar ve şahsiyetleri bir araya getirerek insanın maskeler arkasında gizlenmiş gerçek yüzünü ortaya çıkarmak ister. Çünkü iyi demek kötü demektir, kötü demekse iyi.
Didem Ardalı Büyükarman
208 s.
İstanbul 2018
Kolektif
AŞK MEKTUPLARI
Hazırlayan: Seval Şahin, Tevfika İkiz
Bağlam Yayınları
Bir çoğalma, birlikte düşünme ve ortak bir heyecanı sahiplenmenin ürünü olan bu kitap, Ayşegül Devecioğlu, Bahri Vardarlılar, Banu Özyürek, Buket Uzuner, Bülent Çallı, Cem Kalender, Ercan y Yılmaz, Ersan Üldes, Ethem Baran, Fatma Barbarosoğlu, Ferat Emen, Ferhat Özkan, Gamze Arslan, Gönül Kıvılcım, İsmail Güzelsoy, Jaklin Çelik, Kerem Işık, Menekşe Toprak, Mevsim Yenice, Nihan Kaya, Nisan İğdem, Niyazi Zorlu, Sema Aslan, Selim İleri, Sezer Ateş Ayvaz, Sinem Sal, Suzan Samancı, Yavuz Ekinci, Zeynep Aliye, Zeynep Kaçar ve Zeynep Rade'nin mektuplarıyla oluştu.
Bu mektupları kalp çarpıntılarıyla okudum. Aşk mektuplarının satırları arasında dolaşmak kimi zaman bir mahcupluğa kimi zamansa heyecana sevk ediyor. 21. yüzyılın ilk çeyreğinde yazarların bir “aşk mektupları” toplamında yer almalarını çok anlamlı buluyorum. Nicedir bir şeyleri aşkla yapmayı, aşkla coşmayı, kalplerimizin aşkla atmasını özledik. Bu kitap bu özlemin giderilmesine küçük bir katkı olsun.
Bu kitabı var eden tüm yazarlarımıza ne kadar teşekkür etsek az. Üstelik bunu aşkla yaptılar...
- Seval Şahin
196 s.
İstanbul 2018
"ABC Kitap - Yeni Çıkanlar / 9 Temmuz 2018" haberi, 09 Temmuz 2018 tarihinde yazılmıştır. 09 Temmuz 2018 tarihinde de güncellenmiştir.

YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.