Devlet Bahçeli sessizliğini bozdu: "Ateşe dökülen benzin ilk dökeni yakacak"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, X hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, Suriye'deki gelişmelerin Türkiye’yi de etkileyebilecek boyutta olduğunu belirterek, CHP ve DEM Parti’ye yönelik sert eleştirilerde bulundu. Bahçeli, mezhep ve etnik kimlikler üzerinden yürütülen siyasetin tehlikeli bir sürece yol açtığını vurgulayarak, siyasi partileri sorumluluk almaya çağırdı.

Bahçeli’nin açıklamasında, Suriye’de özellikle Lazkiye, Tartus, Hama, Humus ve Dera kentlerinde yaşanan çatışmaların Türkiye’nin iç barışını tehdit edebileceğine dikkat çekildi. Bu olayların dış güçler tarafından yönlendirildiğini belirten Bahçeli, bölgedeki mezhep gerilimlerinin kasten körüklendiğini ifade etti.

CHP’nin Baas rejimiyle paralel hareket ettiğini ve Alevi vatandaşlar üzerinden siyasi provokasyon yaptığını iddia eden Bahçeli, bu tutumun yalnızca Türkiye için değil, tüm İslam dünyası için büyük bir tehdit oluşturduğunu dile getirdi. Alevi ve Sünni vatandaşların birbirinden ayrıştırılmaya çalışılmasının millet bütünlüğüne zarar verdiğini belirten Bahçeli, bu tür ayrıştırıcı siyasetlerin kabul edilemez olduğunu söyledi.

DEM Parti’ye de çağrıda bulunan Bahçeli, partinin Suriye’deki gelişmelere ve Türkiye içindeki ayrılıkçı söylemlere karşı net bir duruş sergilemesi gerektiğini ifade etti. Özellikle 27 Şubat’ta yapılan İmralı çağrısına atıfta bulunan Bahçeli, DEM Parti’nin bu süreçte nasıl bir tutum izleyeceğinin önemli olduğunu belirtti.

Türkiye’nin terörle mücadelesinde kritik bir eşikte olduğunu ve iç huzurun korunması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, tüm siyasi partileri milli sorumluluk bilinciyle hareket etmeye davet etti. Ateşe benzin dökmenin ilk önce dökeni yakacağını söyleyen Bahçeli, siyasi kargaşaya yol açabilecek tutumların büyük zararlar doğurabileceğini belirtti.

BAHÇELİ'NİN AÇIKLAMALARININ TAMAMI

6 Mart 2025 tarihinden itibaren özellikle Suriye’nin Lazkiye ve Tartus kentlerinde patlak veren, müteakiben Hama, Humus ve Dera kentlerine de sıçrayan silahlı ve sipariş çatışmalar komşu coğrafyaların rahatlık ve istikrarı kadar ülkemizin de iç asayiş ve barış ortamını tehdit edici kıvam ve kırattadır.

Dışarıdan kumanda edildiğine dair en ufak şüphe duyulmayan etnik ve mezhep temelli cepheleşmeler kabus senaryolarına maalesef işlerlik ve ilerleyiş kazandırmıştır. Suriye’nin küllerinden yeniden doğuşuna direnen ve böylesi müessir doğruluşa engel çıkarmayı hedefleyen bölgesel ve küresel husumet mekanizması taşeronları eliyle kaos imalatına girişmiştir.

Her ne kadar Suriye’de nispeten sular durulmuş ve iç kanama kontrol altına alınmış olsa bile dip dalga halindeki kriz ortamının yatıştığını söylemek için zaman daha çok erkendir. Mezhep ihtilafını kaşıyan ve kurcalayan, bu yolla Suriye’yi ateşe verip bölge ülkelerini köşeye sıkıştırmayı amaçlayan ilkel ve iğrenç bir tertip gözle görülür şekilde mesafe kaydetmektedir. Baas kalıntılarının kukla işlevi görmüş olduğu, yabancı istihbarat örgütlerinin etkinlik halinde bulunduğu, Siyonist barbarlığın devrede olduğu karanlık tablo tüm vahametiyle ortadadır.

Bu kapsamda Cumhuriyet Halk Partisi’nin Baas zihniyetinin tetikçisi gibi hareket edip Alevi kardeşlerimiz üstünden istismar kampanyasına tevessül etmesi hastalıklı ve hasmane siyasetinin yeni bir türevidir. CHP’nin mezhep provokasyonu yalnız Türkiye’ye değil, şu mübarek günlerde İslam toplumlarına, bölgesel denge ve dinamiklere yapılabilecek en vahim kötülüktür. CHP’nin Baas artığı ve uzantısı gibi pozisyon alması çok tehlikeli bir kırılma ve kopuştur.

Alevi kardeşlerimiz bizim canımız ve ciğerparemiz; milletimizin ve İslam aleminin ayrılmaz, ayrılamaz ve ayrı görülemez inanç ve insanlık değerleridir. Bizim nezdimizde Alevi ile Sünni arasına uçurum kazanlar, bunlar arasında ikilik çıkaranlar, yetmezmiş gibi birbirine uzak ve yabancı gibi takdim edenler din, diyanet, millet ve ümmet düşmanlarıdır. Ne Alevi kardeşlerimiz ne de Sünni kardeşlerimiz ölümcül oyunlara aldanmayacak, buna da asla kanmayacaktır. CHP’nin yolu yol değildir. CHP’li yönetici ve milletvekillerinin açıklamaları fitne ve fücura ön açmak, öncü olmak manasından başka yorumlanamayacaktır.